Yurtdışı vaktim geldi dediğimde eşim, 2 yaşındaki oğlumuzu ananesine bırakıp gitmeyi teklif etti. Kısa bir süre kararsızlık yaşadım evet. Ama oğlumun da ananesiyle yazlıkta 3 gün deniz keyfi yapacağı düşüncesi içimi ferahlattı. İyi ki de gitmişiz diyorum şimdi. Evet çocukla gezmek güzel, ama Amsterdam'ın gecesini gündüzünü yaşamak istediğim için çocuksuz gitmeyi tercih ettim. Çocuklular için de gayet uygun bir şehir bence. Hem bebek arabasıyla rahatlıkla gezebilirsiniz şehri, hem de çocuklar için eğlenceli parklar aktiviteler mevcut.
ULAŞIM VE KONAKLAMA
Türk Hava Yolları ile Amsterdam Schiphol Havaalanına indiğimizde saat 15.00 civarıydı. Trene atladığımız gibi şehrin ana istasyonu Centraal Station'ın yolunu tuttuk. İnternetten rezervasyon yaptırdığımız İbis Stopera Hotel, Central Stationa 2 durak uzaklıktaydı, yürüyerek 15 dakika. Amsterdam merkezde oteller gerçekten çok pahalı, şehrin biraz dışında çok şık ve temiz otelleri daha ucuza bulabiliyorsunuz ama biz hem merkezi hem ekonomik olsun diyerek accorgrup kartımız olduğu için %10 indirim hakkımızın da olduğu İbis Stoperayı seçtik. Tabi ki en uygun konaklama seçeneğinin hosteller olduğunu söylemeye gerek yok.
Bavulları bırakır bırakmaz attık kendimizi sokaklara. Şehir içi otobüs, metro ve tramvaylarda sınırsız geçiş sağlayan 3 günlük kartımızı almış olsak da biz şehri ayaklarımıza kara sular inene kadar yürüyerek gezmeyi tercih ettik. Ama bir sonraki şehir turumuzda paraya kıyıp ayağıma en kaliteli ve rahatından profesyonel bir yürüyüş ayakkabısı almam lazım:) İsterseniz günlük ya da saatlik bisiklet de kiralayabilirsiniz. Şehrin her köşesinde ayrı keyif her köşesinde ayrı manzara... Tablo gibi her sokak, sokaklar boyunca uzanan kanallar, kanalların üzerinde sayısız köprü...
İlk etapta şehir diğer Avrupa şehirlerine göre karmaşık gözükse de özellikle yürüyerek gezdiğinizde bir süre sonra aynı yerlerden geçtikçe şehrin örümcek ağı formundaki sokaklarını çözüyorsunuz.
YAPILAŞMA
800 bin nüfuslu Amsterdam'da neredeyse yeni bina görmek imkansız. Hepsi az katlı çünkü şehrin zemini yüksek yapılaşmaya müsait değil. Hatta kanalların çevresinde gördüğünüz çoğu ev bir tarafa yatmış durumda. Oturmaya müsait zemin yapısından dolayı evleri genellikle alçak katlı ve bol pencereli yapıyorlarmış. Dar merdivenlerden eşya taşımak mümkün olmadığı için bütün evlerin çatısında bir taşıma kirişi var eşyaları cepheden makarayla çıkarabilmek için. Ve eşya çıkarırken cepheye ve pencerelere zarar vermesin diye biraz da öne doğru eğimli yapılmış bir çok bina. Hatta bu binalar yapılırken bu eğimi abartanlar olunca devlet buna sınırlama getirmiş.
Mesleki deformasyon mu demeli algıda seçicilik mi gittiğim her yerde ilk yapılaşma ve kentsel planlamayı incelemeye başlıyorum. Biraz suyunu çıkarmış olabilirim:)
HAVA DURUMU
Siz siz olun Amsterdam'ın Türkiye'ye göre epey bir kuzeyde olduğunu hesaba katarak valiz hazırlayın. Benim gibi öyle kolsuz elbiseler alıp "amaaan canım alıveririm üzerime ince bir hırka ne var donacak mıyız" derseniz donarsınız:) 19 Ağustosta gitmemize rağmen akşamları insanlar ince montlarla geziyordu. Ben mi? Tabi ki elbiselerimi giyemedim. Bir tane sweatshirt götürmüştüm. 3 gece aynı kıyafetle fotoğraf olmaz diye bir tane de oradan pazardan aldım. Ne yapayım kadın olmak böyle bir şey. 🙈
GEZİLİP GÖRÜLECEK YERLER
Biz özellikle böyle 3-4 günlük şehir gezilerinde tarih ve sanat müzelerine çok fazla vakit ayırmayıp şehrin sokaklarının havasını solumayı tercih etsek de Amsterdam'da gezilecek çok müze olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Özellikle görmek istediğim tek müze vardı Anne Frank. Ona da uzun kuyruklar sebebiyle giremedik. Önceden internetten bilet almakta fayda var. Biz çok fazla araştırmadan gittiğimiz için bu detayı atlamışız. 2. dünya savaşında Yahudi soykırımından kaçarak bir çatı odasında ailesiyle 2 yıl yaşam mücadelesi veren sonrasında ise yakalanarak toplama kampına gönderilen Anne Frank'ın saklandığı ev müze haline getirilmiş. Hikayesi bile etkileyiciydi ama göremedik maalesef. Amsterdam'a bir daha gelmek için bir sebebimiz daha var artık.
Onun dışında Madame Tussaud's Balmumu Müzesi, Van Gogh Müzesi, Rijksmuseum, Body World, Stedelijk Müzesi gibi müzeler bir sonraki gelişimde gezmek istediğim fakat bu seferlik şehir turundan fırsat bulamadığım müzeler arasında. Gerçekten ilgi alanına girenler için hepsine 3-5 saat ayrı ayrı ayırmak lazım.
Onun dışında Madame Tussaud's Balmumu Müzesi, Van Gogh Müzesi, Rijksmuseum, Body World, Stedelijk Müzesi gibi müzeler bir sonraki gelişimde gezmek istediğim fakat bu seferlik şehir turundan fırsat bulamadığım müzeler arasında. Gerçekten ilgi alanına girenler için hepsine 3-5 saat ayrı ayrı ayırmak lazım.
Museumplein; Rijksmuseum, Stedelijk gibi müzelerin, aynı zamanda meşhur I Amsterdam yazısının da bulunduğu müzeler meydanı. Müze gezmedik ama yemyeşil çimlerde şarabımızı içmeyi ihmal etmedik;) Her zaman var mı yoksa bize mi rastladı bilmiyorum ama panayır gibi bir organizasyon vardı. Yiyecek-içecek standları, hediyelik eşyalar ...vs. Aldık take-away makarnamızı şarabımızı arada bir bulutların arasından gülümseyen güneşe karşı yayıldık çimlere.
Dam Meydanı sıkça adını duyduğumuz beklentimin epeyce yüksek olduğu şehir meydanı. Ama hakkında anlatılacak çok fazla birşeyim yok. Kraliyet sarayının ve Madame Tussaud Müzesinin de bulunduğu yer şehrin göbeği zaten illa ki içinden geçiyorsunuz.
Dam Meydanı sıkça adını duyduğumuz beklentimin epeyce yüksek olduğu şehir meydanı. Ama hakkında anlatılacak çok fazla birşeyim yok. Kraliyet sarayının ve Madame Tussaud Müzesinin de bulunduğu yer şehrin göbeği zaten illa ki içinden geçiyorsunuz.
Heineken Experience, iyi ki gelmişiz dedirten eğlenceli bir geziydi gerçekten. 16 euroya 3 biranın dışında eğlenceli bir tur da cabası. Çıkışta kafalar güzel, yola devam;) Amsterdam'da yapabileceğiniz en ekonomik ve eğlenceli aktivite belki de.
Vondelpark, genelde tüm Avrupa şehirlerinde olduğu gibi şehrin göbeğinde dinlenip huzur bulacağınız yemyeşil bir park. Çocuklular için iyi bir alternatif.
Ve tabi ki kanal turu... Kanallar üzerine kurulu bu şehri bir de suyun üzerinden görmeden olmaz. Her yerde tur acentaları var zaten. Kalabalık ya da başbaşa, yemekli yemeksiz, pahalı ya da ekonomik çok sayıda tur seçeneğiniz var.
Waterlooplein ve Nieuwmarkt duraklarında büyük pazarlar kuruluyor. Bunları da gitmişken görmenizi tavsiye ederim.
Science Center Nemo ise kanal turunda önünden geçeceğiniz, bakır kaplı dış cephesinin zamanla oksitlenerek yeşil rengini aldığı büyük bina, 5 katlı bir bilim müzesi. Gezmeye vaktimiz kalmadı ama son gün terasına çıktık. Çok eğlenceli gözüken, anladığım kadarıyla bizim Rahmi Koç Müzesi tadında, gidemediğim için üzüldüğüm bu müze çocuklu aileler için de biçilmiş kaftan.
Science Center Nemo ise kanal turunda önünden geçeceğiniz, bakır kaplı dış cephesinin zamanla oksitlenerek yeşil rengini aldığı büyük bina, 5 katlı bir bilim müzesi. Gezmeye vaktimiz kalmadı ama son gün terasına çıktık. Çok eğlenceli gözüken, anladığım kadarıyla bizim Rahmi Koç Müzesi tadında, gidemediğim için üzüldüğüm bu müze çocuklu aileler için de biçilmiş kaftan.
GECE HAYATI +18 ETKİNLİKLER
İşte bu... Amsterdam'a çocuksuz gitmeyi tercih etme sebebim, itiraf ediyorum. Çoğunuzun bildiği Red Light District, o cüce hikayelerine konu olan şu meşhur mantarlar, kekler, daha neler neler...
Amsterdam tam anlamıyla özgürlükler şehri. Birçok şey serbest gibi görünse de sıkı kontroller altında. İnsanların bu derece özgür olduğu bu şehirde, kaldığımız 3 gece boyunca en ufak bir taşkınlık, tartışma ya da bir kavgaya vs rastlamadık.
Coffee shopların en ünlü ve en eskisi red lightta bulunan Bulldog. Şu meşhur kekler derseniz tat olarak bildiğiniz anne keki:) 2.den itibaren iyi baş dönmeleri yaptığı kesintisiz gülme krizlerine sebep olduğu söylense de benim için hala şehir efsanesi olma özelliğini koruyor zira 1,5 kek yememe rağmen herhangi bir etkisini hissetmedim. Yaklaşık 2,5 saat sonra yatarkenki baş dönmesini saymazsak;) Sanırım geri kalan etkisini uykumun arasında hissetmedim:) Zamanlamayı iyi yapmak gerekiyor. Bir de fazla emniyetli bir partneriniz varsa önce ona yedirin ki sizi engelleyemesin :)) .
Bu arada coffee shoplarda içki satılmıyor, zaten kekle birlikte içki içilmesi önerilmiyor. Sigara içmek de yasak, hatta bir kısmında girerken çantalar aranıyor. İçerde envai çeşit malum tütünlerden seçip deneyebilirsiniz. Ama ürün konusunda bilginiz yoksa ve yanınızda da bilen biriyle gitmiyorsanız öncesinde biraz araştırma yapsanız iyi olur. Çünkü baya kapsamlı bir tütün menüsü var. Biz uzun bir süre menüyle bakıştık öyle...
Bu arada coffee shoplarda içki satılmıyor, zaten kekle birlikte içki içilmesi önerilmiyor. Sigara içmek de yasak, hatta bir kısmında girerken çantalar aranıyor. İçerde envai çeşit malum tütünlerden seçip deneyebilirsiniz. Ama ürün konusunda bilginiz yoksa ve yanınızda da bilen biriyle gitmiyorsanız öncesinde biraz araştırma yapsanız iyi olur. Çünkü baya kapsamlı bir tütün menüsü var. Biz uzun bir süre menüyle bakıştık öyle...
Red Light, daha çok geceleri dar sokaklarda genç-yaşlı, güzel-çirkin bir çok kadının vitrinlerde bedenini sergilediği, seks tiyatrolarının, erotik shopların olduğu bir bölge. Ben gitmeden yalnızca bir sokaktan ibaret sanıyordum yanılmışım.
Dünyanın dört bir tarafından gelmiş seks işçisi kadınlar, camın arkasında davetkar tavırlarla, 15 dakika zaman geçirip 50 euro kazanacakları adamları bekliyorlar. Adam istediğinde cam kapı açılıyor, kadınla pazarlık aşamasında anlaşırsa adam içeri giriyor ve perde kapanıyor... Gerçekten şahit olmak bile enterasan. O kadar turistik bir bölge ki belki erkekten çok kadın var.
Bu bölgede bulunan Museum of Prostutition (Fahişelik Müzesi), Sex Museum, Erotic Museum gibi müzeleri gezebilirsiniz. Museum of Prostitution beni gerçekten etkiledi çünkü çalışan kadınların bıraktığı notlarla, hayat hikayeleri ve yaşam tarzlarıyla ilgili ilginç bilgiler ediniyorsunuz. Bu bölgede bulunuyorsanız bu kadın turizmine bir de onların gözüyle bakmalısınız. Hatta Polonyalı bir kadının "üzgünüm, çünkü annem yaptığım işi bilmiyor" notu resmen gözlerimi doldurmuştu.
Seks Tiyatrosuna, internetten okuduğumuz yorumlardan sonra gitmekten vazgeçtik. En ünlüleri Casa Rosso ve Moulin Rouge. Kişi başı 45 euroya sahnede seks yapan çiftleri, dans eden kadınları izleyebiliyorsunuz. Seçim sizin.
Bir de bize gerçekten garip gelen bir deneyimden bahsetmek istiyorum. Red Light'ta Casa Rosso ile aynı hizada Sex Palace diye bir yer var. İçerde karşınıza çıkan iki kişinin zor sığacağı kabinlere girip 2 euro attığınızda önünüzdeki buğulu camın buğusu kalkıyor ve daire şeklinde sıralanmış kabinlerin ortasında dönen yataktaki bir çiftin seksini izliyorsunuz. 1,5 dakika içinde kabin ışığı sönüp cam tekrar buğulanıyor. İşin ilginç yanı ortadaki çiftle beraber kabinlerden izleyenleri de görebiliyorsunuz. Tabi ki ortadaki çift de sizi görüyor. Belki buraya kadar normal karşıladınız. Çıktığımda adam ve kadının bu olayı bu ortamda ve gözler önünde kaç dakika sürdürebileceğini düşündüm. 2-3 saat kadar gezip otelimize dönmeden önce merakıma yenilip tekrar girdiğimizde aynı çiftin aynı şekilde devam ettiğini gördük. Yüzlerindeki umutsuzluk ve bıkkınlık ifadesi o kadar netti ki :( Saniyesinde çıktık ve keşke ikinciye gelip de şahit olmasaydık dedik.
Gece eğlencesi için şehrin en hareketli meydanları Rembrandplein ve Leidseplein. Buralarda çok sayıda bar, gece kulübü ve smokey cafelere rastlayabilirsiniz.
Gece eğlencesi için şehrin en hareketli meydanları Rembrandplein ve Leidseplein. Buralarda çok sayıda bar, gece kulübü ve smokey cafelere rastlayabilirsiniz.
YAKIN YERLER
Amsterdam'daki hareketli şehir hayatına doyarsanız ve vaktiniz de varsa çevrede Hollanda'nın o sakin kasabalarını görmek için çok seçenek var. Centraal Station'dan alacağınız 10 euroluk otobüs biletiyle Edam, Volendam, De Rijp gibi kasabaları gezebilirsiniz.
Volendam sahilinde mini pankeklerin tadına bakabilir, Edam'da adıyla meşhur peynirlerden satın alabilir, De Rijp'in şirin sokaklarında yürüyüş yapabilirsiniz. Buralar Amsterdam'ın aksine bir o kadar sessiz sakin, Hollanda'nın diğer yüzü belki de.
Amsterdam, bence fırsat buldukça, ucuz uçak bileti ayarladıkça arada bir iki günlüğüne kaçılıp kafa dağıtılacak çok şirin bir Avrupa şehri.
Şimdi müsadenizle ben diğer rotalar için araştırmalarıma başlayayım;)